Soru Cevap

Soru Cevap

Çocuğum İngilizce Bilmiyor, İngilizce Tiyatroyu Anlar mı?

Tiyatro Fil ekibi olarak en sık karşılaştığımız sorulardan biri: ‘’Çocuğum İngilizce bilmiyor. İngilizce tiyatro izlerse sıkılır mı? Oyunu anlar mı?’’ Buna daha detaylı bir açıklama sunmak boynumuzun borcu oldu artık. Yaşı küçük olduğu için İngilizce tiyatro izleme deneyimini erteleyen anne babalar için de düşüncelerini değiştirici bir yazı olacağına eminiz. 
Öncelikle ana dilimizi ele alarak örnekler verelim. Hiçbirimiz doğduğumuzda bir dil bilmiyorduk yani ana dilimiz Türkçe bile bizim için bir yabancı dildi. Anne babalarımız farkında olmadan bizim üzerimizde tüm dil öğretme metotlarını kullandılar.Tabi bu metotları daha iyi kullanan ailelerin çocukları ile kullanmayan ailelerin çocukları arasında farklar olması kaçınılmaz. 17. yy düşünürlerinden John Locke’un ileri sürdüğü ‘Tabula Rasa’ yani ‘Boş kaset’, ana dilimizin tüm öğeleriyle, ailelerimiz ve çevremizdekiler tarafından doldurulmaya başlandı. Tabii biz de kayda açık olan kasetimizi kolaylıkla doldurduk.
Kendini ifade etme ihtiyacı duyan çocuklar olarak bir an önce ‘gugu’ yerine ‘su’ diyebilmeliydik ki ne desek anlayan annemiz dışında herkes ile iletişim kurabilelim. Belli çevresel ve fiziksel faktörler ile doğru orantılı olan süre sonunda ana dilimizi kullanmaya ve konuşmaya başladık. Tabi bu tüm ailelerin de tecrübe ettiği gibi daha detaylı bir süreç. İşte bu süreçte farkında olmadan kullanılan o dil öğretme metotlarını biz Tiyatro Fil ailesi olarak oyunlarımızda kullanıyoruz.
Elbette çocuklarınızın izledikleri oyunu kelimesi kelimesine anlaması beklentileriniz içinde olmamalı. Bizler bile İngilizce bir roman okurken her kelimeyi bilemiyoruz. Önemli olan genel akışı anlaması, keyif alması, İngilizce diline karşı olumlu bir tutum geliştirmesi, ikinci dilini sosyal hayatında hatta bir sanat alanında da tecrübe edip kullanabilmesi, oyundan çıktıktan sonra birkaç kelime ile tanışmış olması.
Bu saydığımız maddelerin gerçekleşmemesi için hiçbir neden yok.
Kim bilir, belki de bu oyunu tecrübe ettikten sonra çocuğunuza İngilizce öğretmek için erken olduğu düşüncenizden vazgeçersiniz. ‘’Çocuğum Türkçe anlar mı?’’ diye endişe edip onunla Türkçe konuşmaktan vazgeçmediğiniz gibi ‘’Çocuğum İngilizce tiyatroyu anlar mı’’ diye endişe edip onu hayatı boyunca unutamayacağı bu tecrübeden mahrum etmeyin. Anlar efendim anlar, bal gibi de anlar. 

Tiyatro Fil

Ya Öğrendiklerini Tatilde Unutursa...

Yaz geldi, sıcaklıkları hissettik. Miniklerimizin çoğu okullara veda etti. Bir an önce tatile gidip kendimizi serin sulara atmak, hiçbir şey düşünmeden tatilin keyfini çıkarmak için gün sayanımız bile vardır. Bu süreçte çocuklarımızın tüm sene boyunca büyük çabalar sarf ederek öğrendikleri İngilizceyi unutmalarından endişelenenlerimiz de vardır. Bunun için çözümler arayanlar doğru sayfadalar.
 Yıllardır süregelmiş bir inanç; ‘’İngilizce çok nankör bir dildir, azıcık kullanma hemen unutursun’’. Efendim bence yıllardır kandırıldık çünkü İngilizce nankör değildir; İngilizceyi kullanmayanlar nankördür. Hem sen tüm sene boyunca her gün öğrenmek için kullandığın dili yaz geldi diye kullanma, tek kelime çalışma, hem de ona nankör de! Biz çocuklarımızı bu tuzağa düşürüp İngilizceyi nankör diye kötülemiyoruz arkadaşlar. Tatilde de bu yabancı dilden keyif almalarının yollarını buluyoruz.
Bu yolculukta en iyi dostlarımız öncelikle kitaplar. Bildiğimiz gibi her çocuğun İngilizce seviyesine ve yaşına göre İngilizce romanlar, küçük hikâyeler, tekerleme kitapları var. Bunları çocuğumuzun yatağının başucunda bulundurup her gece okumasına teşvik edersek o kitap bir hafta sonra plaj çantasına da girer, sahilde tanışılan arkadaşlara da okunur. Siz de hayran hayran izlersiniz.
Yazın İngilizceyi unutmamanın diğer yollarından biri ise rutinlere devam etmektir. Unutmayalım ki sene içerisinde çocuklarımızın okulda devam ettirdikleri bir İngilizce rutini vardı. Evde de bir İngilizce konuşma rutini oluşturmak çocuğunuzun hafızasını canlı tutacaktır. Rutinler konusunda daha kapsamlı değindiğimiz yazımızı daha sonra paylaşacağız.
Ekranda vakit geçirmeye izin veren velilerimiz, bu öneri sizin için. Ekran dediğimiz televizyon, bilgisayar, tablet oyunları hayatımızın kaçınılmaz parçaları. Bu konuyu avantaja çevirmek sizin elinizde. Madem bunlardan kaçış yok, madem çocuğunuz ısrarla teknolojinin nimetlerinden faydalanmak istiyor, verin İngilizce kelime oyunlarını, izletin İngilizce çizgi filmleri, açın British Council etkinlik sayfalarını. En azından ekran ile geçirdiği vakit ona bir katkı sağlasın. Tabii bizim önerimiz günde en fazla yarım saat ekranda vakit geçirmesi, ekrana bağımlı olmaması.
Evde veya arabada İngilizce şarkılar dinlemek hatta bu şarkılar eşliğinde dans etmek en keyifli önerimiz. Şarkılardan farklı kelimeler bulun, lyrics incelemesi yapın, hatta şarkı sözlerini renkli kâğıtlara yazıp küçük bir lyrics defteri hazırlayın. Şarkılar ile İngilizceyi sevmiş, daha sonra İngilizce öğretmeni olmaya kadar gitmiş bir çok insan tanıyoruz.
Özetle size neler yapabileceğinizden bahsettik. Belki bunların hepsini zaten yapıyorsunuzdur. Belki de bu konuyu daha önce hiç önemsememişsinizdir. Biz yine de kulağınıza suyu kaçıralım ki Eylül ayında unutulmuş bir dil ile karşılaşmayalım. İngilizce ile dolu, kimsenin nankörlük yapmadığı keyifli bir yaz geçirmenizi dileriz. J
 

Sizin Sahnenizde Oynamamızı ister misiniz? Bizimle İletişime Geçin
İngilizce Çocuk Oyunları İngilizce Çocuk Oyunları Kazanımları İngilizce Çocuk Tiyatrosu İngilizce Oyun

Tiyatrofil.com © Copyright - Tüm Hakları Saklıdır

Hakan Salih